Tüm dünyayı etkisi altına alan salgın, hepimize doğa hakkında düşünmek için fırsat verdi. Doğadan, bizden ayrı bir şeymiş gibi bahsettiğimiz ve yaşadığımız “modern” dünyamızın farkına vardık. Oysa biz doğanın parçasıydık. Biz olmadan doğa olurdu da, ya doğa olmadan biz… Tüm insanlık olarak doğa ile kurduğumuz ilişkiyi yeniden tanımlama ve tasarlamaya ihtiyacımız var.

Mesela en son ne zaman bir ormana gittiniz, bir ağacın gölgesinde oturdunuz, sırtınızı gövdesine yaslayıp dallarındaki kuşları dinlediniz? En son ne zaman ormanlar hakkında düşündünüz?

Gelin o zaman birlikte düşünelim.

ORMANLAR ÖMÜR UZATIYOR

Bir ekolojik sistem olan ormanlar yeryüzünün temel taşlarından. Ormanlar toprağı, yaban hayatı koruyor, iklim ve su rejimini düzenliyor, biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yapıyor. Özellikle şehir yaşamının getirdiği pek çok dezavantaj ormanlar sayesinde aşılabiliyor. Şehir ormanlarının hava kirliliğini azalttığı, şehir sıcaklıklarını düzenlediği ve hatta insan ömürlerini uzattığı ölçülebilen gerçeklerden.

İnsan nüfusunun hızlı artışı, kentleşme, köyden kente göç, sanayileşme gibi sebeplerden ormanlar, koruyup kollamamız ve bakıp onarmamız gereken dünya varlıklarımız haline geldi. Orman bakımları ormancıların üzerinde en çok durdukları konulardan. Ormanların sürdürülebilir olması ancak teknik ormancılık çalışmaları ile mümkün. Orman bakımının ana amacı ormanı dış etkilere karşı dayanıklı hale getirmek, kaliteli ürün elde etmek, gençleştirmeye hazırlamak ve ideal orman formunu oluşturmak.

ORMAN BAKIMLARI

Doğal ya da yapay yolla kurulmuş her orman bakım istiyor. Gençlik bakımı, sıklık bakımı, budama, aralama, ışıklandırma, alt tesis bakımları ormanlara can veriyor.

Ormanların gençlik bakımı, gelişme seyrini sürekli izleyerek ormanların istenilen amaca uygun yetişmesini sağlıyor. Gençliğin zararlılardan korunması, zarar görmüş fertlerin çıkarılması, sık, doğal gençliklerin seyreltilmesi, karışımın düzenlenmesi, boğma tehlikesinin önlenmesi, ot çapalama, tamamlama, azmanlarla mücadele ile genç ormanlar gün gün boylanıyorlar.

Sıklık bakımı, orman içinde istikbal vadeden ağaçları belirlemek, kolayca bulunur duruma getirmek, yerleri itibariyle rahatlatmak, ışık ve hava ihtiyacını sağlamak, karışım söz konusu ise işletme amacına uygun düzenlemek amacıyla yapılıyor. Sıklık bakımlarının en etkin şekilde ve zamanında yapılması için bakım patikaları açılıyor. Ayrıca orman varlığımızın sürdürülebilirliğini tehdit eden böcekler ve zararlılarla mücadele ediliyor. Doğaya zarar vermemek adına mekanik, biyolojik mücadele yöntemleri uygulanıyor.

Budama ile ağaç kalitesi ve kozalak verimi artırılıyor.  Aralama ile ağaçların kendi aralarındaki mücadeleye aktif müdahaleler yapılıyor.  Işıklandırma ile çap artımını hızlandırıp kısa zamanda kalın çaplı gövdeler elde ediliyor.

ARTAN ORMAN VARLIĞIMIZ

Bakımlar sayesinde ormanların verim gücünden en iyi şekilde yararlanılıyor, orman varlığımız artıyor. Doğaya yakın ormancılık çalışmaları ile orman bakımı ile güçlü, güvenli, stabil ve çok çeşitli orman formlarına kuruluyor.

Gördüğünüz her ormanda hem doğanın hem de ormancılık alanında çalışan herkesin büyük emeği var. Orman Genel Müdürlüğü, ormancılar ve orman ürünleri endüstrisinin çalışmaları sayesinde Türkiye orman varlığı geçmişten günümüze hızla artıyor.

Hepimize düşen ise korumak, kollamak, orman ve doğa sevgisini çocuklarımıza aşılamak. Unutmayalım; yaşamak için ormanları yaşatmak zorundayız!

‘ via Starwood – 03 Temmuz 2020 ‘

Eskitilmiş mobilya son dönemin yükselen trendleri arasında yer alıyor. Kullanılmayan mobilyalar eskitme yöntemiyle şık bir görünüme kavuşurken vintage modası evlere taşınıyor.

Eskitilmiş mobilyalar her yerde karşımıza çıkıyor. Uzun yıllardan beri modası eskimeden kullanılan bir tasarım örneği olarak kullanılan eskitilmiş mobilyalar hiçbir zaman bitmeyecek bir moda olarak kabul ediliyor. Eskimiş olan mobilyaların üzerinde farklı dekorasyon değişiklikleri yapılmak isteniyorsa sadece boyası değiştirilerek bambaşka bir görüntü de sağlanabiliyor. Eskitme tekniklerinde birçok yöntem bulunuyor.

Ahşap Boyamada Antik Eskitme
Antik eskitme yapmak için antik eskitme sıvısı, su ve sentetik bir fırçaya ihtiyaç duyuluyor.

Yapılışı:

• Antik eskitme uygulayacağınız mobilyayı iyice temizleyin.
• Plastik bir kapta antik eskitme sıvısı ile çok az miktarda (5-6 damla) suyu karıştırın.
• Aldığınız sentetik fırça ile öncelikle motifli yüzeylerden başlayarak boyamaya başlayın.
• Boyama işlemini yüzeyleri küçük küçük parçalara ayırarak yapın. Çünkü boya yaptığımız alanı hemen arkasından pamuklu bir bezle silmemiz gerekiyor. Bu yüzden bir miktar boyama sonra silme işlemi şeklinde tekrarlayarak işlemleri takip etmeniz gerekiyor.
• Boyama ve silme işlemi bittikten sonra kurumaya bırakabilirsiniz.

Ahşap Boyamada Mum ile Eskitme
Mum ile eskitme yöntemi yapmadan önceyi eskitme yapacağınız mobilyayı hazır hale getirmeniz gerekiyor. İstediğiniz renk boya ile boyayarak hazırlıklara başlayabilirsiniz.

Yapılışı:

• Boyama yaptığınız mobilyayı normal mum ya da parafin ile tamamen mumlayın.
• Mumlama işlemini heterojen bir şekilde yapabilirsiniz. Mobilyanın her tarafını aynı oranda mumlamak zorunda değilsiniz. Mobilyanın köşe ve kenar kısımlarına mumlama yaparken dikkat edin. Her tarafının mum olduğundan emin olun. Çünkü mobilya ya da diğer eşyalarınız eskimeye öncelikle kenarlardan başlayacaktır.
• Mumlama işlemini tamamladıktan sonra temiz bir bezle mobilyanızı silin. Böylelikle mobilya üzerindeki fazla mum parçaları düşecektir.
• Beyaz ya da istediğiniz renk boya ile mobilyayı boyayın ve eskimiş görüntü olsun istediğiniz yerlere zımpara yapın.
• Bu eskitme tekniğinde amaç mum sayesinde boyanan rengin çok fazla tutmaması ve zımpara işlemiyle de altta ilk boyanan rengin kolayca ortaya çıkmasıdır.

Ahşap Boyamada Yağlı Boya ile Eskitme
Yağlı boya eskitme tekniği içinse istediğiniz renk yağlı boya, kıl fırça, plastik bir kap, kağıt ve resim yağına ihtiyaç duyuluyor.

Yapılışı:

• Seçtiğiniz renkte yağlı boyadan kağıt üzerine biraz sıkın.
• Sıkmaktan korkmayın çünkü boyanın yoğun bir kıvamı var.
• Resim yağını plastik kaba dökün. Fırçanızı boyaya sürmeden önce yağa sürün. Bunun nedeni mobilyanın yağ sayesinde daha kolay boyanması.
• Fırçanızı önce yağa sonra kağıdın üzerindeki boyaya sürdükten sonra mobilyanızı boyamaya başlayın.
• Mobilyanızı boyarken işlemleri parça parça yapın. Yani öncelikle bir yüzeyi boyayın ve sonra temiz bir bezle silin. Sonra diğer yüzeyi boyamaya geçin ve tekrar bir bezle silin.
• Mobilyanın bütün yüzeylerine bu işlemi uygulayın.
• Yağlı boya geç kuruduğu için en az iki gün kurumaya bırakın. Kuruduktan sonra mobilyanızı istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.

Eskitme tekniğiyle yenilediğiniz mobilyalarınızı antika eşyalarla birlikte daha dikkat çekici bir hale getirebilirsiniz.

Evlerin her köşesinde özellikle de salonlarda görselliğin ön plana çıkarılması amacıyla eskitme mobilyalar tercih ediliyor.

Dünya hızla artan atık miktarı sebebiyle alarm veriyor. Atık miktarının beklenen artış ile 2050 yılında 3.4 milyor tona çıkması ön görülüyor. Düzgün bir şekilde işlenmeyen ve toplanmayan katı atıklar çok önemli çevre sorunlarına yol açıyor. İnsanlık salgın hastalıklar, solunum hastalıklarındaki artışlar ile boğuşur duruma geliyor.

Sürdürülebilir çevre, sağlıklı nesiller, doğa ve insan birlikteliği, kaynakların verimli kullanımı, atık yönetimi… Tüm dünyanın artık daha fazla ertelemeden konuşması ve aksiyon alması gereken konular.

Atığı, yalnızca çevresel bir problem değil, aynı zamanda ekonomik bir kayıp olarak değerlendirmek gerekiyor. Atıkların doğru yönetilmesi ve kaliteli atıkların geri dönüştürülerek ekonomiye tekrar kazandırılması büyük bir önem taşıyor. Geri dönüşüm ve enerji dönüşümünün daha yüksek oranlara çıkması ülkelerin ekonomileri için yaratılan kazancı da arttırıyor.

TEHLİKELİ ATIKLARDAN ISIL ENERJİ

Çevreci ve sürdürülebilir üretim politikaları, karbon ayak izini azaltma yönünde her geçen gün aldığı tedbirler ile Starwood, atık yönetimi konusunda da yıllardır önemli çalışmalara imza atıyor. Üstelik sadece kurumun atık yönetimi değil, bir mobilya kenti olan İnegöl’ün atık yönetimi konusunda da elini taşın altına koyuyor.

Starwood ahşap atıkların geri kazanımı konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisanslanmış bir kuruluş. Mobilya üreticilerinin bertaraf etmesi gereken atıklarını ücretsiz olarak toplayan Starwood, bu atıkları uygun yanma koşullarında ısıl enerjiye dönüştürüyor. Mobilya sanayinin tehlikeli atıkları uygunsuz şekilde bertarafı sonucunda ortaya çıkan hava kirliliğine böylelikle engel olunuyor. İnegöl mobilya sanayisinden toplanan günlük 100 tondan fazla tehlikeli atık, dönüştüğü ısıl enerji ile fosil yakıt ihtiyacını da azaltıyor.

Mobilya sanayinde tehlikeli atıkların yanı sıra hızar talaşı, kapak tahtası, çıta gibi tehlikesiz atıklar da yer alıyor. Starwood bu atıkları da toplayarak ekonomiye kazandırıyor. Uygun toplama prosedürleri ile toplanan tehlikesiz ahşap atıklar son teknolojilerle donatılmış tesislerde yonga levha hammaddesi haline getirilerek temiz yonga olarak yeni levha üretiminde kullanılıyor. İnegöl’de yaklaşık günlük 1000 ton ahşap atık toplanıyor.

ATIK YÖNETİMİ İLE KAZANACAKLARIMIZ

Yılda 31.000.000 ton atık ile 42 milyon ağaç, 585 milyon kg’den az sera gazı, 69 milyon metreküp daha az su kullanım, 20 milyar kwh daha düşük enerji kullanımı, 13 milyar TL yıllık katma değer sağlanabilir.

İsrafın önlenmesi, kaynakların verimli kullanılması, atık oluşumunun engellenmesi veya minimize edilmesi, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanması günümüzde her bir bireyin ve kurumun gündeminde ilk sırada olması gereken konular.

Bu dünya bizim evimiz. Temiz tutmak ve korumak için el birliği ile çalışalım!

‘ via Starwood – 16 Kasım 2020 ‘

2020-2021 yılı PANTONE tarafından SARI ve GRİ olarak açıklandı. Sizde tasarımlarınızda bu renkleri kullanarak trendlere öncülük edebilirsiniz.

Pantone Color Institute, her sene Aralık ayında gelecek senenin trend rengini açıklıyor. 2021 yılı seçiminde ise herkesi şaşırtan bir hamle ile iki renk birden seçti!

Ultimate Gray ve Illuminating

Bu renklerin seçilmesi ise tesadüf değil. Pantone’den yapılan açıklamaya göre bu renkler tüm dünyanın son aylarda tanık olduğu iki ucu simgeliyor.

Ultimate Gray; tıpkı kayalar gibi dayanıklılığı, kararlılığı ve sertliği, Illuminating ise güneş gibi aydınlığı, yumuşaklığı ve iyimserliği temsil ediyor…

Sağlıklı yalıtımının arkasında izocam taşyünü var

İzocam Taşyünü 13 yıldır sahip olduğu EUCEB sertifikası ile insan sağlığına zarar vermeyen bir ürün olduğunu uluslararası standartlarla kanıtlıyor. Deri ve solunum yoluyla vücuda nüfuz eden elyafların, vücuttan çözünerek atıldığını ispatlayan EUCEB sertifikası ile İzocam Taşyünü ürünlerin kanserojen olmadığı bağımsız bir kurum tarafından belgelenmiş oluyor.

56 yıldır yalıtım sektörüne sağladıkları katkıların arkasındaki güç olmanın gururunu yaşadıklarını belirten İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, “2020 yılının bizlere en büyük öğretisi; sağlığın her koşulda özen gösterilmesi gereken bir değer olduğuydu. Sağlıklı yaşamak her canlının temel hakkıdır. Sağlıklı yaşam hakkını elde etmek için insan sağlığını gözeten yalıtım ürünlerinin kullanılması gereklidir. Biz de bu noktada ülkemizdeki yasaların şart koşmamasına rağmen içeriğinde geri dönüşümlü malzemelerin yer aldığı, insan sağlığına zarar vermediği kanıtlanmış ürünler üretmeye özen gösteriyoruz. 13 yıldır, İzocam Taşyünü ürünlerde EUCEB sertifikası için yaptığımız sürekli yatırımlarla sektöre bu konuda da liderlik etmenin ayrıcalığını yaşıyoruz” dedi.EUCEB sertifikası olan ürünlerin sürekli test edilerek, elyafların zararsız olduğunun sertifika süresince garanti edildiğini aktaran İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, “İnsan sağlığının korunmasına yönelik yalıtım ürünlerinin kullanılmasının temel bir hak olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle de uzun yıllardır insan sağlığını ve güvenliğini esas

alan ürünler üretmeye odaklanıyoruz.Sağlığın özellikle önem kazandığı son dönemde, yalnızca EUCEB gerekliliklerini karşılayan üreticilerin ambalajlarında yer alan EUCEB logosunun bir işaretten çok daha derin bir anlam içerdiğine dikkat çekmek istiyoruz. Yaşam alanlarımız en değerli varlığımızdır, bu varlığın arkasında hangi yalıtım ürünlerinin kullanıldığını bilmenin ise herkesin hakkı olduğuna inanıyoruz” diye konuştu.

Sağlığın, güvenliğin ve geleceğe yatırımın arkasında İzocam var

EUCEB sertifikası ile birlikte TSE ve CE belgelerine de sahip olan İzocam Taşyünü, yüksek standartlarda sunduğu ısı ve ses yalıtımının yanında A1 sınıfı yanmaz özelliğiyle binaların yangın güvenliğini de arttırıyor. İzocam Taşyünü, üretiminde kullanılan geri dönüştürülmüş malzemeler sayesinde kullanılan binaların LEED – BREAM gibi yeşil bina sertifikası almalarına da olanak sağlıyor.İzocam Taşyünü’nün bir diğer önemli özelliği ise Birleşmiş Milletler’in küresel iklim değişikliği ile mücadele kapsamında geliştirdiği ve 2030 yılına kadar tamamlanması beklenen “Sürdürülebilir Kalkınma İçin 17 Küresel Hedef”in 8’ine doğrudan katkıda bulunması… İzocam Taşyünü, sahip olduğu özellikler ve sunduğu faydalar sayesinde; “Sağlıklı Bireyler”, “Erişebilir ve Temiz Enerji”, “İnsana Yakışır İş ve Büyüme”, “Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı”, “Sürdürülebilir Şehir ve Yaşam Alanları”, “Sorumlu Tüketim ve Üretim”, “İklim Eylemi” ve “Hedefler için Ortaklıklar” gibi geleceğimize yatırım yapan önemli hedeflere ulaşılmasına destek oluyor.

Kaynak: https://www.izocam.com.tr/tr/basinda-Izocam/saglikli-yalitiminin-arkasinda-izocam-tasyunu-var

Tüm yapıların iç ve dış cephelerinde kullanılabilen yeni ürünümüz weber.tex wood star, kolay uygulanabilme özelliği, uzun çalışma süresi ve yüksek performansı ile cephelere güzel ve dekoratif bir çözüm sunuyor.

Dış cephelere farklılık katacak ahşap desenli, UV dayanımlı, doğal ağaç renklerinden esinlenilerek geliştirilen yeni dekor boyası weber.tex wood star, Maun, Kestane, Beyaz Ladin, Tik, Ceviz, Meşe ve Çam ağaçlarının doğal ve güzel görüntüsünü cephelere getiriyor!
3L boya ve 0,55L solüsyondan oluşup, iki komponentin birbiri ile karıştırılması sonucunda uygulanan weber.tex wood star’ın renklerini elde edebilmek için, alt yüzeye weber.tex UV star dış cephe boyasının önerilen renklerinin uygulanması gerekiyor. weber.tex UV star dış cephe boyası ve yeni dekor boyası weber.tex wood star birlikte kullanıldığında, hem belirtilen ağaç renklerine, hem de dayanıklı, UV dayanımlı, yüksek performanslı dış cephelere sahip olunuyor.

Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını yılın renk seçimine de yansıdı. Her yıl tek renk seçen Pantone, bu yıl ilk kez iki rengi birden yılın rengi olarak belirledi. Ultimate Gri dayanıklılıktan; Illuminating Sarı’sı ise iyimserlikten ilham alıyor. 2021’in renklerini duvarlarına yansıtmak isteyenler, Türkiye’nin en köklü boya markası DYO’nun Gri&Beyaz ve Sarı&Hardal Renk Damlası Kartelaları’nda yer alan birbirinden farklı gri ve sarı tonlarını seçebilir.

Uluslararası renk otoritesi Pantone, bu yıl ilk kez iki rengi birden “yılın rengi” olarak ilan etti. Tüm dünyaya olağanüstü bir dönem yaşatan koronavirüs salgını, yılın renklerine de yansıdı. Yeni yılın trend rengini belirleyen Pantone Color Institute, 2021’in rengini Ultimate Gray ve Illuminating Yellow olarak açıkladı.

Yılın renkleri bu yıl tüm dünyanın son dönemde yaşadığı ruh hâlinden ilham alıyor. Ultimate Gri, devam eden belirsiz sürece rağmen kayalar gibi dayanıklılığı, sertliği, kararlığı ve cesareti; Illuminating Güneş Sarısı ise aydınlığı, her şeyin düzeleceğine olan inancı, umudu, parlaklığı, mutluluğu ve iyimserliği temsil ediyor. İki farklı rengi “yılın rengi” seçen enstitü, yaptığı açıklamada, “Hem kalıcı hem de moral veren bir güç ve umut mesajı veren renklerin evliliği” ifadesini kullandı. Her iki renk de bu yıl modadan mücevhere, seyahatten dekorasyona hayatın her alanına damga vuracak.

GRİ-BEYAZLA GELEN UYUM
Yüzyıla yakın tecrübesiyle boya sektörüne yön veren DYO; yılın trend renklerini yüzlerce renk seçeneğinin olduğu Renk Yağmuru Kartelası’ndan mekânlara taşıyor. Bu yılın trend rengi Ultimate Gri’yi tercih edenler, DYO’nun Gri&Beyaz Renk Damlası Kartelası’nda yer alan farklı tonlarından birini seçebilir. “Gri-Beyaz” tonlar, gerçekliğin ve mükemmelliğin ifade şekli olarak biliniyor. Bu tonları tercih edenler, yaşam alanlarında uyum ve ahengi bir arada yaşıyor.

NEŞE VE IŞIK KAYNAĞI SARI
Bu yılın diğer trend rengi Illuminating Sarısı’na ise DYO’nun Renk Yağmuru Kartelası içinde yer alan Sarı&Hardal Renk Damlası Kartelası karşılık geliyor. Renkler arasında en fazla yansıtıcı özelliğe sahip olan sarı ve hardal tonları, uygulandığı alanlara, pandemi sonrası en çok ihtiyaç duyduğumuz mutluluk ve neşeyi taşıyor. Mekânları yaşam kaynağı güneşin ışığı ile dolduran sarı ve hardal tonları özellikle çalışma odaları, çocuk odaları, uzun toplantıların yapıldığı alanlar için ideal olarak kabul ediliyor. DYO’nun Sarı&Hardal Renk Damlası Kartelası’nda bulunan ve Illuminating Sarısı’na karşılık gelen farklı tonları tercih edenler, aydınlık mekanlara ulaşıyor.

Öte yandan kullanım alanı oldukça geniş olan “Gri-Beyaz” tonları, özellikle sarı renk ile uygulandığında yaşam alanlarına etkin bir kontrastlık ve enerji katıyor.
Gücün ve umudun mesajı olarak görülen iki renk ile siz de 2021’in renklerini duvarlarınıza yansıtmak istiyorsanız; DYO’nun Renk Yağmuru Kartela’sında 8 farklı renk grubu arasında yer alan, “Gri&Beyaz” ve “Sarı & Hardal” Renk Damlaları’nın farklı tonlarını ve size en yakın DYO satış noktalarını www.dyo.com.tr sayfasından inceleyebilirsiniz. Ayrıca DYO Renk Pınarı renklendirme makinelerinde yer alan binlerce renk arasından yaşam alanlarınızı dilediğiniz renkte tasarlayabilirsiniz.

Kaynak: https://www.pantone.com/color-of-the-year-2021

Neden BLANCO’nun mikser musluğunu tercih etmelisiniz?

Benzersiz  musluk tasarımı
Özellikle estetik ilgili konularda mükemmellik için çabalıyoruz. Batarya musluğu ve eviye arasındaki renk uyumundan en ince ayrıntısına kadar titizlikle yeni tasarımlar üzerinde çalışıyoruz.

Her duruma uygun
Mikser musluk kolu veya çıkış düğmesi gibi kontrol öğeleri mutfak görünümüne uymalıdır. Bu nedenle, lavabo çıkışını açmak ve kapatmak için açılır düğme gibi özellikler, mikser musluğuna uyacak şekilde tasarlanmıştır.

En ince ayrıntısına kadar yüksek kalite
Tasarım standartlarımız, yüksek kaliteli paslanmaz çelik mikser musluğun parlak olmasını sağlamak gibi en ince ayrıntısına kadar düşünülmüştür. Kontrol kolları, mikser musluğunun gövdesine eşit derecede uyacak  şekilde tasarlanmıştır.

Her şey tam olarak birbirine uyar
Su, berrak, ışıltılı bir akarsu içinde lavaboya akar. Güven verici bir duygu. Size bu kesinlik duygusunu verebilmek için tüm parçaların hassas şekilde işlenmesi bizim için önemlidir. Sonuçta, mikser musluğunuzu günde 70 defaya kadar kullanırsınız. Bu yüzden uzun vadede dayanıklı olması gerekir. Her vidanın mükemmel bir şekilde yerine oturduğundan emin olarak tasarlıyoruz.

Ürünlerimiz sürekli teste tabi tutulur
Birinci sınıf mikser muslukları üretmek, birinci sınıf üretim tesisleri ve sürekli kontroller gerektirir. Araçlar, üretim birimleri, ürünler – kalite yöneticilerimiz tarafından her zaman her şeyi test etmektedir. Bu, mutfak musluğunuzun keyfini yıllarca çıkarabileceğiniz anlamına gelir.

Hayatımızın her alanında işlerimizin planladığımız biçimde sürmesini ve belirlediğimiz hedeflere ulaşabilmemizi mümkün kılan verimlilik, üretim sürecinin temel basamağıdır. Üretimde verimlilik, en temel haliyle üretken olmak demektir. Bir işin başarısını ve sürekliliğini sağlayacak olan çalışmalar, üretim sürecindeki verimliliği de işaret eder. Üretimde verimlilik, üretim sürecine sokulan çeşitli faktörlerle (girdiler) bu sürecin sonunda elde edilen ürünler (çıktılar) arasındaki ilişkiyi ifade eder.

Yeni nesil üretimin temelini oluşturan bir kavram olan verimlilik, üretim sürecinde kullanılan hammadde, işgücü, makine, bina, enerji gibi kaynakların ne kadar etkin kullanılabildiğini gösterir. Üretimde başarıyı artırmak için bu girdilerin her birinin iyi analiz edilip kendi verimliliklerinin ölçümlenebilmesi gerekir. Üretim kaynaklarının israf edilmeden en akılcı biçimde kullanılması ve teknolojinin daha etkin kullanımı verimliliği artırmaya olanak sağlar.

Çamsan Parkelam , verimlilikle kalitenin birbirlerine paralel kavramlar olduğunu ve üretim süreçlerini doğrudan etkilediklerinin bilincindedir. Üretim alanındaki vizyonu; verimlilik kalite, inovasyon, çevreye ve sağlığa duyarlılık ve dayanıklılık olarak öne çıkmaktadır. Bu alanlarda kendilerini geliştirmek öncelikli hedeflerini oluşturmaktadır. Üretim süreçleri; daha yaşanabilir bir çevrenin oluşumuna katkıda bulunmak ve gelecek nesillere temiz ve sürdürülebilir bir miras bırakmak üzerine temellendirilmiştir. Bu bilinçle hem sektöre hem de ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacak bugünü ve geleceği kapsayan adımlar atmaya devam eden bir firmadır.

Türkiye’de ilk MDF, MDFlam ve Laminat PARKE üretimini gerçekleştiren firma olan Çamsan Entegre Ağaç Sanayi ve Ticaret A.Ş’ye ait Sakarya – Hendek’teki 90.000 m2’si kapalı olmak üzere toplam 300.000 m2 alan üzerinde kurulu fabrikalarında;

2 MDF Üretim Hattı,
2 Emprenye Hattı,
4 Laminat Parke Hattı,
4 Kaplama Presi,
Kimya Tesisi bulunmaktadır.
Yenilikçi teknolojileri kullandıkları üretim tesislerinde sayısız renk ve desende parkeden oluşan özel koleksiyonlar üretiyorlar. Parkeler; PVC, PCB, Dioksin ve bunlara benzer çevreye zararlı hiçbir madde içermemektedir. Parke imalatında kullanılan HDF üretimlerinde E1 tutkalı kullanılmaktadır. Ürünler; hijyenik, kullanışlı, kolay temizlenebilir, basınca, çizilmeye, darbelere, ultraviyole ışınlarına ve ev kimyasallarına karşı dayanıklıdır.

Çamsan Parkelam üretimde ana ilkelerimizden biri müşterilerimize en iyi fiyat-fayda bileşimini sunmaktır. Bu bağlamda, üretime gösterdikleri önemi üretime hazırlık aşamalarımıza da gösteriyorlar.